17 Nisan 2015 Cuma

Döşek


Küçüklüğümüzde yün döşekler serilirdi sobanın kenarına. 
Üzerimize bizden ağır yorganlar örtülürdü ve başımızı o taş gibi yastıklara koyduğumuz anda uyurduk. 
Büyüyünce konforlu yataklarımız ve kuş tüyü yastıklarımız oldu.
Yastıklarımız ve yorganlarımız hafifledi,
ancak bu kezde hayat tüm ağırlığıyla bindi omuzlarımıza.
Önce uykumuzun ve sonra ağzımızın tadı terketi bizi.
Ve annelerimizin ucundan ıs...ırarak bize yedirdiği yufkalı dürümlerin tadını, 
(salçalı ekmeği de unutmamak gerek)zengin sofralarımızda bulamaz olduk.
Çok şeyin tadını bilmeden büyüdük belki,
ama sevgi hiç eksik olmadı kursağımızdan.
Çünkü yürekleriyle beslediler bizi anne ve babalarımız.
İşte bu yüzden, geriye bakınca ilk aklımıza gelen yaşadığımız o yoksulluk ve yokluk değil, o yoksulluğun bile üstünü örtebilen
o insanların kocaman yürekleri. 
Ve annelerimiz hep haklıydı, büyüdükçe arttı dertlerimiz. 
Biz yaşlandıkça, onlar yaşlandı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder